Geçmişin merak edilen kısmının yazılı hali olarak tanımlanabilecek tarihin her dönemde aynı biçimde yazılmış olduğuna ilişkin yanlış yerleşik kabul, toplumsal bilinçte süregelir. Oysa hemen belirtelim ki tarih her dönemde farklı formlarda, yeniden ve yeniden yazılır.

Bu kitapta, tarihin her dönemde yeniden ve farklı tarzlarda yazıldığını göstermek istedik. Bunun için Türk ve dünya tarihi açısından tartışmasız önemli bir yere sahip olduğuna inandığımız İstanbul’un fethi ve Fatih konusuna odaklandık. Bu konu odağında tarihyazımının geçmişten bugüne kadar nasıl farklılaştığının, sadece içerik bağlamında değil, anlatı ve söylem bağlamında da izini sürmeye çalıştık. Konunun yansıdığı, kronikten (tevarihten) modern akademik tarih metnine, sınırlı popülerlik çerçevesinde ders kitabından popüler tarih kitapları ve romana, Frankfurt Okulu’nun kavramsallaştırdığı “kültür endüstrisi”nin doğrudan ilişkili unsuru sayılabilecek sinema filmi ve dizi filme kadar farklı formlarda tarihyazımsal bir inceleme yaptık. Böylece odaklanılan fetih ve Fatih konusu üzerinden dönemsel zihniyet ve yazın türlerine bağlı tarihyazımsal farklılıkların nasıl oluştuğunu örneklerle göstermek istedik. Baştan belirtelim ki bu kitabımız, İstanbul’un fethi ve Fatih üzerine yeni belge ya da bilgileri sunmak amacında değildir. Buna karşın, konunun ele alındığı metinsel yapı ve metnin gerçeği temsil imkânlarını, altı ayrı tarihyazımı formu arasındaki değişen ve süreklilik gösteren öğelere odaklanarak göstermeyi amaçladık.

Ahmet Şimşek - Emel Akbaş