İstanbul’un merkezinde, Beyoğlu’nun tarihî dokusu içinde yükselen Metrohan, 1914’ten günümüze uzanan geçmişiyle şehrin belleğinde kendine özgü bir yer ediniyor. Tünel Meydanı’nın simgelerinden biri olan yapı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek, kent yaşamına yeniden kazandırıldı.
Restorasyonun tamamlanan ilk iki katında; sergiler, söyleşiler, konserler ve tiyatro etkinlikleri düzenlenerek şehrin sanat hayatına yeni bir soluk getiriliyor. Metrohan, tarihi atmosferiyle sanatın farklı dallarını bir araya getiren özgün bir mekân olarak hizmet veriyor.
Açıldığı günden bu yana Metrohan’da “Fraktal”, “Mina’nın Çocukları”, “Yer.Antakya.Hafıza”, “Saraybosna’yı Hatırlıyor musun?”, “Zamanlar ve Katmanlar Arasında” ve “Zaman Ötesi Zaman: Sır Kapısı” gibi çeşitli sergilerle sanatseverleri ağırlıyor.
Metrohan’ın Tarihi
19. yüzyılın sonlarında İstanbul’a gelen Fransız mühendis Eugene Henri Gavand, Beyoğlu ile Karaköy arasında her gün gidip gelen kalabalığın yaşadığı zorluğu fark etti. Bu gözlem, şehrin ilk yer altı demiryolu olan Tünel projesine hayat verdi. Gavand’ın vizyonu yalnızca raylı sistemle sınırlı kalmadı; bu hattın üzerine bir gar binası ve otel inşa etme fikri de Metrohan’ın temellerini oluşturdu.
Altı katlı olarak tasarlanan yapıya 1928’de yedinci kat eklenmiştir. Mermer zemin ve merdivenleri, Art Nouveau tarzı korkuluk süslemeleri ve asansörüyle dönemin mimari anlayışını yansıtır. Yapı, 2007 yılında kültür varlığı olarak tescillenmiş ve II. grup korunması gereken eserler arasında yer almıştır.