İnsanlık tarihi boyunca süregelen bir serüven olarak hikâye anlatmak ve dinlemek çok değişik mecralarda kendisini gösterir. Bazen bir kitabın satırlarında bazen bir manzumenin içinde bazen bir kahvehane köşesinde bazen sıcacık yanan bir sobanın başucunda hikâye okuduk veya dinledik. Hep çok sevdik, sevmeye devam ediyoruz…
Anlatı ihtiyacı hemen her toplumun kültüründe çok mühim bir yer işgal eder. Hemen her çocuk, masalla hikâyeyle büyür ve gelişimini tamamlar. Bu nedenle masallar, hikâyeler ve genel bir ifadeyle anlatılar sadece ve sadece edebî bir ürün değildir. Onlar aslında toplumun kültürel belleğini sağlayan, âdetlerini, geleneklerini, yaşayış tarzını nesilden nesile aktaran, muhayyilesinin enginliğini ve derinliğini gösteren eserlerdir.
İşte bu zengin hikâyelerden biri Câmasb-nâme‘dir. Câmasb-nâme, masal unsurlarıyla örülmüş, şairinin hayal dünyasındaki unsurlarla şekillenmiş, çerçeve hikâye tekniğinin uygulandığı uzunca manzum bir metindir. Kuş isimlerinden çiçek adlarına, değerli taşlardan yiyecek isimlerine, acayip yaratıklardan gökyüzü cisimlerine kısaca hemen her vadide geniş bir malzeme barındıran, hayal dünyasının sınırlarını zorlayan, masalsı havasıyla okuyucuya büyük zevk veren ve estetik bir lezzet bırakan, mesnevî alanının derin dehlizlerini bize ulaştıran, kültürel malzeme açısından son derece zengin bir eserdir. Perilerden devlere, ejderhalardan canavarlara, Hz. Süleyman‘dan Hz. Nuh‘a, Hz. Muhammed’den Hz. İsa’ya, cennetten cehenneme, Kaf Dağı’ndan ucu bucağı olmayan denizlere, Yecüc ve Mecüc’den iblise velhâsıl ne aranırsa bulunabilecek çok yönlü bir metindir.
Câmasb-nâme’nin yazıldığı 15. yüzyıl daha ziyade klasik Türk edebiyatı sanatçılarının eserlere artık kendi imzasını attığı, kendi kimliğini kazandığı, İran edebiyatının tesirinden kurtulduğu bir dönem olarak bilinir. Bu aynı zamanda yoğun bir tercüme faaliyetinin yaşandığı bir dönemdir. 15. yüzyılda Abdî mahlaslı bir şair tarafından kaleme alınan bu metin; dil ve üslubu, hikâyeleri işleyiş tarzı, şairinin tahkiye kabiliyeti, benzetme dünyası, masalsı unsurları ve bilhassa son derece orijinal konusuyla döneminde ve sonrasında ilgi çekmiştir.
Câmasb-nâme’nin ana kahramanı, yılanların padişahı Şâhmârân’dır. Mesnevîde olay örgüsü onun sayesinde gelişir, şekillenir, dallanıp budaklanır. Burada Şâhmârân yeraltı ülkesinin dehlizlerinde yaşayan bir kahraman değil, aynı zamanda bir “anlatıcı” konumundadır. Nitekim ara hikâyeler hep onun ağzından nakledilir.
Bu kitabın amacı pek çok nüshası bulunan ve üzerine yüksek lisans ve doktora tezleri yazılan bu metnin, İBB Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin Bölümü, 587 ve Millet Kütüphanesi Ali Emiri Manzum 1202 numaralarda kayıtlı nüshalarını esas alarak popüler bir neşrini yapmak ve onu okuyucularla buluşturmaktır. Çalışmada hikâye bütünlüğü sağlanmaya çalışılarak nüshalar harmanlanmıştır ve geniş bir okuyucu kitlesine ulaşabilmek maksadıyla metin serbest bir tarzda günümüz Türkçesine aktarılmıştır.
Bu kitap hazırlanırken katkılarını gördüğümüz Doç. Dr. Nagihan Gür, Doç. Dr. Leyla Alptekin Sarıoğlu, Dr. Öğretim Üyesi Neslihan Polat Aktaş, doktora talebesi Hager Mohammed Ahmed el-Sayed Bekhit’e minnettarız.
Eserin kültürümüze katkı sağlaması ve okurunun bol olması dileğiyle...
Müjgan Çakır - Hanife Koncu
Başlık | Câmasb-Nâme |
Kısa Başlık | Câmasb-Nâme |
Yazar | Abdi Musa |
Editör | Müjgan Çakır - Hanife Koncu |
Yayıncı | İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü |
Yayın Yeri | İstanbul |
Tür | Kitap |
Yayın Tarihi | 2023 |
Sayfa Sayısı | 462 |
Dil | Türkçe |
Künye | Câmasb-Nâme. Yayına Hazırlayanlar: Müjgan Çakır - Hanife Koncu. İstanbul: İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü, 2023. |