İstanbul Şehremaneti Mecmuası’nın hikâyesi; sürekli devinim halinde, değişen ve değiştiren bir kentin tanıklığı. İstanbul’u hatırlamaya, unutmamaya ve yaşatmaya dair bir çağrı ile çıkılan yolda, yeni bir sayıyı daha sizlere sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Bir zaman kapsülü ve hafıza durağı olarak adlandırdığımız İstanbul Şehremaneti Mecmuası’nın 1926, Kasım sayısında on farklı temada yazı okurları bekliyor. Mecmuada yer bulan ilk yazı, Türkiye’de belediyecilik ve şehircilik tarihi adına en önemli isimlerden biri olan Osman Nuri (Ergin) tarafından hazırlanmış. “İstanbul’daki Anonim Şirketler Karşısında Şehrin Hakkı ve Vazifesi” başlıklı yazıda Terkos Su Şirketi ve şirketle yapılan mukavele incelenmiş, Emanet Encümeni mazbatasından bahsedilmiştir. Osman Nuri öncelikle İstanbul Terkos Su Şirketi’nin belediye ve halk yararına çalışmalar yapmamasını, suyun kente rahatlıkla ulaştırılamamasını ve Terkos Su Şirketi’nin verdiği taahhüdü yerine getirmemesini eleştirmiştir. Suyun hanelere ulaştırılabilmesi için su hazneleri yapma kararı alındığını ancak bunun da gerçekleştirilmediğini dile getiren yazar, bir taraftan da su borularının yetersizliğinden dolayı yangın musluklarına yeterli suyun ulaştırılamadığını belirtmiştir. Makalede kişi başına düşen gerekli su miktarının kaç metreküp olması gerektiği vurgulanırken; şehre gelen sudaki koli basili miktarının tartışılmasının da kent politikalarında sorumluluk üstlenme ve hesap sorabilme zemini oluşturması adına önemini belirtmek gerekiyor. Tulumba sisteminin tekrar düzenlenmesi gerektiğini savunan Osman Nuri’nin bu değerlendirmelerini önemli kılan başlıca hususun ise makalenin eleştirel dili olduğunu söyleyebiliriz. Cumhuriyetin ilk yıllarında kaleme alınan yazıda eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmeler yapılıp aksaklıklar saptanmıştır. Öneri ve tavsiyelerle sonlanan yazı, kent hakkı mücadelesi gündemiyle örtüşmekle birlikte, kent hakkı mücadele tarihi adına da bir referans metni olarak tarif edilebilir.
Devamında gelen yazı İstanbul Mezbahası Sabık Serbaytarı Ahmed Nevzad (Tüzdil) tarafından hazırlanmış. “Mezbahalarda Kesilen Hayvanat” başlıklı makale özellikle beygir eti kesimi ve tüketimi üzerinde durmaktadır. Nevzad Bey’in portre fotoğrafı da yazı ile birlikte mecmuada yer bulmuştur. Almanya, Belçika, Hollanda ve Danimarka başta olmak üzere Avrupa’da kasaplık mesleği ve et tüketimi üzerine şaşırtıcı detayların aktarıldığı yazı, yemek kültürü ve tarihi adına da önemli veriler sunmuştur.
Mecmuada yer bulan bir sonraki konu başlığı ise Esad Nureddin (Durusoy) tarafından hazırlanan “Nekator: Teşhis ve Tedavisine Dair” başlıklı yazıdır. Makalenin ilk bölümü mecmuanın 25. sayısında yer almıştır. Esad Nureddin (Durusoy) tarafından hazırlanan yazıda, ankilostoma denen bağırsak kurdu hakkında bilgiler verilerek hastalığın tarihsel geçmişiyle birlikte hangi yollarla bulaştığı ve mikrobun yaygın görüldüğü ülkelerdeki durum hakkında bazı açıklamalarda bulunulmuştur. Tıp tarihi çalışmaları adına önemli olduğunu düşündüğümüz yazıda bir diğer konu başlığı ise içinde bulunulan mekânın dezenfeksiyonu hakkında aktarılan bilgilerdir. Hemen herkesin rahatlıkla uygulayabileceği bir reçetenin verilmesi ve uygulanma tekniğinin anlatımı, yerel yönetimlerin sunduğu sağlık hizmetinin bir adımı olarak değerlendirilebilir.
Farklı ülkelerde meydana gelen ve deneyimlenen belediyecilik ve şehircilikle ilgili yenilik ile uygulamaların anlatılması, mecmuanın en önemli amaçlarından biri olmuştur. 27. sayıda değerlendirilen “Şuun ve Havadis-i Medeniye (Şehircilik)” başlıklı bölüm tam da böyle bir araştırmanın ürünü olarak karşımıza çıkar. Yazıda Oslo şehrinde mevcut ev sayısı ve kiraları hakkında bilgiden, Berlin’de bulunan sergi alanlarına ve Paris’te ucuz mesken teminine kadar geniş bir kulvarda uygulama ve deneyimler yer bulmuştur. “Şuun ve Havadis-i Medeniye" üst başlığı altında hazırlanan makalede “Sıhhi Kısım” bir alt başlık olarak yer almıştır. Burada ise Filistin’de Yahudiler tarafından kurulan bir hastaneden New York’ta hazırlanan sağlık istatistiğine, Almanya’da hizmet veren çocuk hastanelerinden Amerika’da veremle mücadele pratiğine dair verilere yer verilmiştir.
Bir diğeri ise Ankara Şehremaneti Bahçeler Müdürü Mehmed Refet tarafından kaleme alınan yazı dizisinin devamıdır. Bir önceki sayıdan devam eden yazı dizisinde şehirlerde ağaç dikilmesi konusunda dikkat edilmesi gerekenler ve ağaç türleri, özellikle dişbudaklar, akçaağaç, çınar, sedir, ceviz ağacı gibi türler, hakkında bilgi veren, çizim ve fotoğraflarıyla birlikte zenginleşen metin, Türkiye botanik tarihi adına önemli bir hafızayı da kayıt altına almaktadır.
Bir deniz kenti olan İstanbul’un limanları, mecmuada sıklıkla yer bulan önemli konu başlıklarından biridir. “Limanlarda Serbest Mıntıka Tedkikatı” başlıklı yazıda, İstanbul Limanı serbest mıntıka raporu İstanbullularla paylaşılmıştır. İstanbul Limanı’nın coğrafi konumu, hangi ürünlerin sevkiyatının yapıldığı, söz konusu ticari trafikte hangi ülkelerin yer aldığı gibi bilgiler çeşitli sayısal verilerle birlikte değerlendirilmiştir.
Mecmuanın kent belleği adına en önemli katkılarından biri de özellikle beslenme, sağlık, imar, barınma, ulaşım, eğitim, hava durumu gibi konularla ilgili olarak düzenlenmiş istatistiki bilgilerdir. Bu bilgiler mecmuada “İhsai Kısım” başlığı altında yayınlanmıştır. Osman Nuri tarafından hazırlanan İstanbul’un on senelik ölüm istatistiği mecmuanın bu sayısında yayınlanmıştır. İki ayrı tarihsel dilim içinde hazırlanan çizelgede ilk olarak 1915-1919 yıllarında İstanbul’da vefat edenlerin, sonrasında ise 1920-1924 yıllarında ölenlerin, hangi hastalıktan kaç kişinin hayatını kaybettiği bilgisi verilmektedir. Birinci Dünya Savaşı, Mütareke yılları ve Cumhuriyet İstanbul’unu kapsayan vefat çizelgesinin önemine, tüm bu sürecin yaşayan tanıklarından biri ve makalenin de yazarı olan Osman Nuri özellikle vurgu yapmaktadır. Yazar yeni yeni toparlanmaya çalışan bir toplum için bu verilerin analizinin önemine dikkat çekerken söz konusu makale yaklaşık yüzyıl sonra da sosyal tarih çalışmaları adına referans bilgiler içermektedir.
Mütercim Ali Suad tarafından hazırlanan “Muhtelif Memleketlerde Beledi Usuller” başlıklı tefrika bu sayıda yer bulan son yazıdır. Bir önceki sayıdan devam eden makalede İsveç, Norveç ve Almanya’dan belediyecilikle ilgili haberlere yer verilmiştir. Yazı, dünyada belediyecilik alanında yaşanan gelişmelerin takip edildiğini göstermesi ve bu gelişmeler doğrultusunda çağa ayak uydurma çabalarına birer kanıt olması bakımından önemlidir.
Mecmuanın 1926 Kasım sayısı, arka kapağında yer bulan abonelerin listesi ile son buluyor. Kent kültürü çalışmaları adına çok önemli bir yer temsil ettiğini bildiğimiz, geçmiş ile bugün arasında köprü kuran İstanbul Şehremaneti Mecmuası’nın önümüzdeki sayısında görüşmek üzere.
İzzet Umut Çelik
Başlık | Şehremaneti Mecmuası 27 |
Kısa Başlık | Şehremaneti Mecmuası 27 |
Yayına Hazırlayan | Bülent Bilmez, İrfan Çağatay, İzzet Umut Çelik, Serhat Bozkurt, Tolga Karahan |
Yayıncı | İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü |
Yayın Yeri | İstanbul |
Tür | Kitap |
Yayın Tarihi | 2024 |
Sayfa Sayısı | 157 |
Dil | Türkçe |
Künye | Şehremaneti Mecmuası 27. Yayına Hazırlayanlar: Bülent Bilmez, İrfan Çağatay, İzzet Umut Çelik, Serhat Bozkurt, Tolga Karahan. İstanbul: İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü, 2024. |