Sayısal arşivimizdeki eserleri incelemek için tıklayın

Şehremaneti Mecmuası 3


1924 yılının Kasım ayına ait Şehremaneti Mecmuası, önceki sayılarda olduğu gibi, çeşitli kısımlara ayrılmıştır. Mecmua İstanbul’daki mahrukat (yakıt) sorununun ele alındığı “İhsai Kısım” yani istatistik bölümü ile başlar. Kış başlangıcında, özellikle ısınma amaçlı kullanılan odun, taşkömürü ve kok kömürü tedarik verileri ile bunların işlenme, depolanma ve vergilendirilmesine dair istatistiğin yanında, tarihi süreçler ve dönem hakkında geniş ve açıklayıcı bilgiler verilir. Makalede, önceki yıllara dair verilerin yanında İstanbul’un nüfusu hakkında net bir rakamın bulunmamasından ötürü, söz konusu mahrukatın İstanbul halkına yetip yetmediği konusunda kıyaslama yapılamadığı ifade edilir.

1 Ekim 1924’te Cemiyet-i Umumiye-i Belediye’nin (Belediye Meclisi) toplantısını konu alan ikinci fasıl, yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin tanıtımıyla başlamaktadır. Şehremini Emin (Erkul) Bey’in toplantıda önceki yılı değerlendirdiği konuşması 1923-1924 yılları için önemli bilgiler içermektedir. Konuşmasında öne çıkan mevzular Şehremaneti’nin ehil personel sıkıntısı, borçlar, ekmek buhranı gibi sorunlardır. Bunlardan başka mezbaha açılışları, şehrin ekonomik faaliyetlerine dair iyileştirmeler, Belediye gelirleri, Eyüp ve Kasımpaşa’da meydana gelen sel baskınına yapılan müdahale, 1923’te açılan belediye matbaasının yeni teçhizatlarla güçlendirilmesi, basımına başlanan Şehremaneti Mecmuası’nın önemi gibi konulara değinilmiştir. Emin Bey konuşmasında İstanbul’da yaşanan “ekmek buhranı”na ve Şehremaneti’nin buna yönelik aldığı tedbirler arasında Beyoğlu’nda iki francala fırınının işletilmeye başlandığına da değinmiştir. İstanbul Halk Ekmek’in öncülerinden biri olan bu uygulamanın francala üreten fırınların tekrar imalata başlamasıyla son bulduğu anlaşılmaktadır.

Gerek Emin Bey’in nutkundan gerekse Mecmua’daki “Kanunlar, Nizamlar, Talimatlar” adlı bölümde yer alan “Fırınlarla Ekmek ve Francalaların Suret-i Teftişi Hakkında Talimatname"den o dönem yaşanan ekmek buhranının gündemi epey işgal ettiği, Şehremaneti’nin bu soruna yönelik çözümler geliştirmeye çalıştığı görülmektedir. Ekmek üretim sürecinin ıslahı ve ürünün standartlaştırılmasına yönelik bu talimatnamede ekmeğin kimyevi içeriğinden nakil, muhafaza ve diğer aşamalarına değin süreçler etraflıca açıklanmaktadır. Bu sayının kapak görseline de taşıdığımız İstanbul'daki ekmek sorunu belli ki her dönem faklı şekillerde yaşanagelmiştir.

Mecmua’nın devamında Şehremaneti ile Şark Teşebbüsat-ı Nafia Şirketi arasında imzalanan ve Haliç sahilinde haller, Boğaziçi’nde yanıcı maddeler için tanklar ve kömür depoları yapım işini konu alan bir mukavelename yer almaktadır.

“Garp Belediyeleri” başlıklı kısımda Avrupa’da sokak temizliği için kullanılan elektrikli süpürgelerden bahisle büyük şehirlerde tozdan kaynaklı kirliliğin giderilmesi için kullanılan yeni tekniklere, bu sahada elektrikten faydalanılabileceğine dair Batılı belediyelerin tecrübelerine değinilmektedir.

“Umrani Kısım”da bayındırlık işleriyle ilgili görüşlerin aktarıldığı iki yazı yer almıştır. Şehremini Emin Bey’in kaleme aldığı ilk yazı, İstanbul’un ticaret ve turizm merkezi haline getirilmesi gerektiği üzerinde durur ve bunun için limanların yenilenmesi, yolların açılması, tramvay hatlarının geliştirilmesi, çevre düzenlemelerinin yapılması, oteller ve eğlence yerleri açılması gibi birtakım önerilerde bulunur.

İstanbul’a değerli katkılarıyla tanınan Şehremaneti Fahri Müşaviri Süreyya (İlmen) Bey de aynı minvalde fakat daha teferruatlı yazısında “İstanbul bir ticaret şehri midir?”, “İstanbul bir sanayi şehri midir?”, “İstanbul bir zevk ve sefa şehri midir?”, “İstanbul seyyah şehri midir?”, “İstanbul bir sayfiye şehri midir?” gibi sorular sorup bunlara dair görüşlerini bildirerek şehrin bu alanlardaki potansiyelini ele alır.

“Merasim, İhtifal, Ziyafet” kısmı 6 Ekim 1923’te İngiliz işgalinden kurtulan İstanbul’un ilk kurtuluş günü kutlamalarına ayrılmıştır. Şehremaneti için özel bir anlamı olan bu kutlamaların en büyük özelliği, daha sonra her yıl yapılacak kutlamaların ilki olmasıdır. Yazıda İstanbul’un işgal yılları ve 6 Ekim 1923’e kadarki tarihi gelişmeler genel olarak aktarıldıktan sonra Şehremaneti tarafından ordu erkânı şerefine Tokatlıyan Oteli’nde tertip edilen ziyafette Emin Bey’in yaptığı konuşmaya yer verilmiştir. Ziyafette hazır bulunan Kâzım Karabekir Paşa da ordu adına kısa bir konuşma yapmıştır. Şehremaneti kutlama maksadıyla Reisicumhur Mustafa Kemal’e, Başvekil İsmet (İnönü) Paşa’ya ve Dahiliye Vekili Recep (Peker) Paşa’ya telgraflar çekmiş, bu telgrafların cevapları 8 Ekim’deki Cemiyet-i Umumiye-i Belediye toplantısında okunmuştur.

Mecmua'da Ali Haydar Midhat ve Doktor Hüseyin Suad'ın Reisicumhur'un İstanbul halkını selamlamadığından duydukları rahatsızlıklarını ifade ettikleri bir telgrafı Dahiliye Vekili Recep Bey’e çekmeleriyle başlayan bir polemiğe de yer verilir. Söz konusu olayın taraflarından Ali Haydar Midhat Hâtıralarım 1872-1946 adlı otobiyografisinde (Güler Basımevi, İstanbul 1946, s. 356-357) Mustafa Kemal'in Reisicumhur olduktan sonra Hamidiye gemisiyle İstanbul Boğazı'ndan geçerken halkı selamlamadığı, hatta “bir çatanaya binerek, Hamidiye'nin arkasında koşan Şehremini Doktor Emin beyi bile" kabul etmediğini, buna rağmen Emin Bey'in Şehremini sıfatıyla, Ankara'ya İstanbul halkının teşekkürünü bildirdiği bir telgraf çektiğini aktarır. Ali Haydar Midhat gerek seçimle işbaşına gelmeyen Emin Bey'in şehir namına telgraf çekemeyeceğine, gerekse çekilen telgrafın içeriğine katılmadığına dair bir telgrafı Dahiliye Vekili Recep Bey'e göndermiş, bunun duyulması üzerine İstanbul ve Ankara basınında konu yer bulmuştur. Belli ki telgraftan son derece rahatsız olan Emin Bey de olayı Belediye Meclisi gündemine taşımış, Mustafa Kemal'in Ali Haydar Midhat ve Doktor Hüseyin Suad'ı yerdiği cevabi mektup mecliste okunmuştur.

Mecmua’nın devamında “İstanbul’un Kurtuluş Bayramı Programı” adlı 16 maddelik bir talimatname yayınlanarak, her sene kutlanacak kurtuluş bayramının ne surette kutlanacağı açıklanır.

Mecmua’nın son bölümü İstanbul’un hıfzıssıhha çalışmalarına ayrılmıştır. Hıfzıssıhha mütehassısı Lebid Abdüşşükür tarafından kaleme alınan “Halkın Şehre Karşı Vezaifi” başlıklı yazıda, halkın şehrin temizliğinden, hijyeninden ve sağlığından sorumlu olduğuna vurgu yapılır, bunun için üzerlerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiği, bunun medeniyetin de bir göstergesi olduğu belirtilir. Mezbaha başveterineri Ahmed Nevzad’ın “Sıhhi Musahaba” adlı yazısında da aynı sorun mezbahalar üzerinden konu edilerek, mezbahalarda tenya ve hastalık yayılmasının önüne geçmek için yapılması gerekenler üzerinde durulur.

Şehramenti Mecmuası’nın üçüncü sayısı, Emin Bey meclis konuşmasında ifade ettiği üzere “belediyeciliğe ait makalat ve asar ile memurin-i Emanet’i tenvir ve malumatlarını tezyid” ettiği gibi, yaklaşık yüz yıl sonra bizlere de İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e geçmiş İstanbul’un yakıt sıkıntısından ekmek buhranına, kurtuluş kutlamalarından turistik projelerine kadar oldukça geniş alanlarda birinci elden bilgiler vermeye devam ediyor.

İrfan Çağatay1924 yılının Kasım ayına ait Şehremaneti Mecmuası, önceki sayılarda olduğu gibi, çeşitli kısımlara ayrılmıştır. Mecmua İstanbul’daki mahrukat (yakıt) sorununun ele alındığı “İhsai Kısım” yani istatistik bölümü ile başlar. Kış başlangıcında, özellikle ısınma amaçlı kullanılan odun, taşkömürü ve kok kömürü tedarik verileri ile bunların işlenme, depolanma ve vergilendirilmesine dair istatistiğin yanında, tarihi süreçler ve dönem hakkında geniş ve açıklayıcı bilgiler verilir. Makalede, önceki yıllara dair verilerin yanında İstanbul’un nüfusu hakkında net bir rakamın bulunmamasından ötürü, söz konusu mahrukatın İstanbul halkına yetip yetmediği konusunda kıyaslama yapılamadığı ifade edilir.

1 Ekim 1924’te Cemiyet-i Umumiye-i Belediye’nin (Belediye Meclisi) toplantısını konu alan ikinci fasıl, yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin tanıtımıyla başlamaktadır. Şehremini Emin (Erkul) Bey’in toplantıda önceki yılı değerlendirdiği konuşması 1923-1924 yılları için önemli bilgiler içermektedir. Konuşmasında öne çıkan mevzular Şehremaneti’nin ehil personel sıkıntısı, borçlar, ekmek buhranı gibi sorunlardır. Bunlardan başka mezbaha açılışları, şehrin ekonomik faaliyetlerine dair iyileştirmeler, Belediye gelirleri, Eyüp ve Kasımpaşa’da meydana gelen sel baskınına yapılan müdahale, 1923’te açılan belediye matbaasının yeni teçhizatlarla güçlendirilmesi, basımına başlanan Şehremaneti Mecmuası’nın önemi gibi konulara değinilmiştir. Emin Bey konuşmasında İstanbul’da yaşanan “ekmek buhranı”na ve Şehremaneti’nin buna yönelik aldığı tedbirler arasında Beyoğlu’nda iki francala fırınının işletilmeye başlandığına da değinmiştir. İstanbul Halk Ekmek’in öncülerinden biri olan bu uygulamanın francala üreten fırınların tekrar imalata başlamasıyla son bulduğu anlaşılmaktadır.

Gerek Emin Bey’in nutkundan gerekse Mecmua’daki “Kanunlar, Nizamlar, Talimatlar” adlı bölümde yer alan “Fırınlarla Ekmek ve Francalaların Suret-i Teftişi Hakkında Talimatname"den o dönem yaşanan ekmek buhranının gündemi epey işgal ettiği, Şehremaneti’nin bu soruna yönelik çözümler geliştirmeye çalıştığı görülmektedir. Ekmek üretim sürecinin ıslahı ve ürünün standartlaştırılmasına yönelik bu talimatnamede ekmeğin kimyevi içeriğinden nakil, muhafaza ve diğer aşamalarına değin süreçler etraflıca açıklanmaktadır. Bu sayının kapak görseline de taşıdığımız İstanbul'daki ekmek sorunu belli ki her dönem faklı şekillerde yaşanagelmiştir.

Mecmua’nın devamında Şehremaneti ile Şark Teşebbüsat-ı Nafia Şirketi arasında imzalanan ve Haliç sahilinde haller, Boğaziçi’nde yanıcı maddeler için tanklar ve kömür depoları yapım işini konu alan bir mukavelename yer almaktadır.

“Garp Belediyeleri” başlıklı kısımda Avrupa’da sokak temizliği için kullanılan elektrikli süpürgelerden bahisle büyük şehirlerde tozdan kaynaklı kirliliğin giderilmesi için kullanılan yeni tekniklere, bu sahada elektrikten faydalanılabileceğine dair Batılı belediyelerin tecrübelerine değinilmektedir.

“Umrani Kısım”da bayındırlık işleriyle ilgili görüşlerin aktarıldığı iki yazı yer almıştır. Şehremini Emin Bey’in kaleme aldığı ilk yazı, İstanbul’un ticaret ve turizm merkezi haline getirilmesi gerektiği üzerinde durur ve bunun için limanların yenilenmesi, yolların açılması, tramvay hatlarının geliştirilmesi, çevre düzenlemelerinin yapılması, oteller ve eğlence yerleri açılması gibi birtakım önerilerde bulunur.

İstanbul’a değerli katkılarıyla tanınan Şehremaneti Fahri Müşaviri Süreyya (İlmen) Bey de aynı minvalde fakat daha teferruatlı yazısında “İstanbul bir ticaret şehri midir?”, “İstanbul bir sanayi şehri midir?”, “İstanbul bir zevk ve sefa şehri midir?”, “İstanbul seyyah şehri midir?”, “İstanbul bir sayfiye şehri midir?” gibi sorular sorup bunlara dair görüşlerini bildirerek şehrin bu alanlardaki potansiyelini ele alır.

“Merasim, İhtifal, Ziyafet” kısmı 6 Ekim 1923’te İngiliz işgalinden kurtulan İstanbul’un ilk kurtuluş günü kutlamalarına ayrılmıştır. Şehremaneti için özel bir anlamı olan bu kutlamaların en büyük özelliği, daha sonra her yıl yapılacak kutlamaların ilki olmasıdır. Yazıda İstanbul’un işgal yılları ve 6 Ekim 1923’e kadarki tarihi gelişmeler genel olarak aktarıldıktan sonra Şehremaneti tarafından ordu erkânı şerefine Tokatlıyan Oteli’nde tertip edilen ziyafette Emin Bey’in yaptığı konuşmaya yer verilmiştir. Ziyafette hazır bulunan Kâzım Karabekir Paşa da ordu adına kısa bir konuşma yapmıştır. Şehremaneti kutlama maksadıyla Reisicumhur Mustafa Kemal’e, Başvekil İsmet (İnönü) Paşa’ya ve Dahiliye Vekili Recep (Peker) Paşa’ya telgraflar çekmiş, bu telgrafların cevapları 8 Ekim’deki Cemiyet-i Umumiye-i Belediye toplantısında okunmuştur.

Mecmua'da Ali Haydar Midhat ve Doktor Hüseyin Suad'ın Reisicumhur'un İstanbul halkını selamlamadığından duydukları rahatsızlıklarını ifade ettikleri bir telgrafı Dahiliye Vekili Recep Bey’e çekmeleriyle başlayan bir polemiğe de yer verilir. Söz konusu olayın taraflarından Ali Haydar Midhat Hâtıralarım 1872-1946 adlı otobiyografisinde (Güler Basımevi, İstanbul 1946, s. 356-357) Mustafa Kemal'in Reisicumhur olduktan sonra Hamidiye gemisiyle İstanbul Boğazı'ndan geçerken halkı selamlamadığı, hatta “bir çatanaya binerek, Hamidiye'nin arkasında koşan Şehremini Doktor Emin beyi bile" kabul etmediğini, buna rağmen Emin Bey'in Şehremini sıfatıyla, Ankara'ya İstanbul halkının teşekkürünü bildirdiği bir telgraf çektiğini aktarır. Ali Haydar Midhat gerek seçimle işbaşına gelmeyen Emin Bey'in şehir namına telgraf çekemeyeceğine, gerekse çekilen telgrafın içeriğine katılmadığına dair bir telgrafı Dahiliye Vekili Recep Bey'e göndermiş, bunun duyulması üzerine İstanbul ve Ankara basınında konu yer bulmuştur. Belli ki telgraftan son derece rahatsız olan Emin Bey de olayı Belediye Meclisi gündemine taşımış, Mustafa Kemal'in Ali Haydar Midhat ve Doktor Hüseyin Suad'ı yerdiği cevabi mektup mecliste okunmuştur.

Mecmua’nın devamında “İstanbul’un Kurtuluş Bayramı Programı” adlı 16 maddelik bir talimatname yayınlanarak, her sene kutlanacak kurtuluş bayramının ne surette kutlanacağı açıklanır.

Mecmua’nın son bölümü İstanbul’un hıfzıssıhha çalışmalarına ayrılmıştır. Hıfzıssıhha mütehassısı Lebid Abdüşşükür tarafından kaleme alınan “Halkın Şehre Karşı Vezaifi” başlıklı yazıda, halkın şehrin temizliğinden, hijyeninden ve sağlığından sorumlu olduğuna vurgu yapılır, bunun için üzerlerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiği, bunun medeniyetin de bir göstergesi olduğu belirtilir. Mezbaha başveterineri Ahmed Nevzad’ın “Sıhhi Musahaba” adlı yazısında da aynı sorun mezbahalar üzerinden konu edilerek, mezbahalarda tenya ve hastalık yayılmasının önüne geçmek için yapılması gerekenler üzerinde durulur.

Şehramenti Mecmuası’nın üçüncü sayısı, Emin Bey meclis konuşmasında ifade ettiği üzere “belediyeciliğe ait makalat ve asar ile memurin-i Emanet’i tenvir ve malumatlarını tezyid” ettiği gibi, yaklaşık yüz yıl sonra bizlere de İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e geçmiş İstanbul’un yakıt sıkıntısından ekmek buhranına, kurtuluş kutlamalarından turistik projelerine kadar oldukça geniş alanlarda birinci elden bilgiler vermeye devam ediyor.

İrfan Çağatay



Başlık Şehremaneti Mecmuası 3
Kısa Başlık Şehremaneti Mecmuası 3
Editör Bülent Bilmez - İrfan Çağatay - Nihal Boztekin - Serhat Bozkurt
Yayıncı İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü Atatürk Kitaplığı
Yayın Yeri İstanbul
Tür Kitap
Yayın Tarihi 2022
Sayfa Sayısı 98
Dil Türkçe
Künye Şehremaneti Mecmuası 3. Yayına Hazırlayanlar: Bülent Bilmez - İrfan Çağatay - Nihal Boztekin - Serhat Bozkurt. İstanbul: İBB Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü Atatürk Kitaplığı, 2022.



İBB ATATÜRK KİTAPLIĞI
Miralay Şefik Bey Sok. No: 6
Taksim, Beyoğlu - İstanbul
Telefon: 0212 249 95 65
0212 249 09 45
kutuphanemuzeler@ibb.gov.tr